Stoklarımıza 2. El Cihazlar girmiştir.

2. El Cihaz Listesi

Çözünürlük seviyeleri, enerji verimliliğini en üst seviyeye çıkarmak için oluşturulmuş EN 50600-2-2:2014-09; VDE 0801-600-2-2:2014-09 standartlarında tanımlanmıştır. Bu standartlar, veri merkezinin elektrik tesisatında ve altyapılarında güç tüketimi ölçüm noktalarını önerir.
Veri merkezi operatörleri PUE değeri (Güç Kullanımı Etkinliği) ile tesislerin verimliliğini ölçer. PUE değerinin 2 civarında olması, IT cihazları için harcanan her birim enerji kadar soğutma ve enerji dağıtımı için harcandığı anlamına gelir. PUE değerinin 1'e yaklaşması, IT işlemleri dışında harcanan enerjinin azaldığını göstermektedir.
PUE, toplam güç tüketiminin IT enerji tüketimine bölünmesiyle elde edilen oranı, BT yüklerini destekleyen elektrik ve soğutma altyapısının enerji verimliliğini ölçer. Tipik bir PUE 2.0 civarında, IT yükü, soğutma sistemi ve UPS sistemi en büyük enerji tüketicileri. Soğutma sisteminin yeni enerji optimizasyonu, yeni veri merkezleri için PUE'nin 1.5 veya daha düşük olmasına neden olmuştur. PUE'yi 1.5'in altına çekmek için, UPS verimliliğinin optimizasyonu gerekiyor.

KGK, bir enerji şirketi şirketi tarafından sağlanan verimin güvenilirliğini, veri merkezi tesisinin gerektirdiği% 99.9'dan% 99.999'a yükselten veri merkezi güç altyapısının kritik bir parçasıdır. Çift dönüşümlü KGK sistemleri, veri merkezi uygulamaları için tercih edilen teknoloji haline geldi.
Yeni teknoloji, BT sunucusu güç kalitesi gereksinimlerini ve şebeke elektroniğinin güvenilirliğini daha iyi anlamak için bugün mevcut UPS enerji verimliliğinde önemli gelişmeler var. Çift dönüşümlü UPS'ler için yüksek verimli çalışma modunda (daha önce "eko mod" olarak adlandırılmıştır) yapılan son teknoloji geliştirmeler, UPS enerji tüketimini neredeyse% 75 oranında düşürür. Veri merkezi endüstrisi, operasyonel güvenilirliğinden ödün vermeden çift dönüşümlü KGK'lar için bu yüksek verimlilik modunu benimseyecek.

Şebeke şebekesinin güç kalitesi UPS yüksek verimli çalışma modunun kullanılabilirliğini belirler. Şebeke elektriği ne kadar güvenilir olursa, KGK'nın yüksek verimlilik modunun kullanılabilirliği de o kadar yüksek olur. EPRI, iki yıllık bir süre boyunca ABD genelinde 200'den fazla trafo merkezindeki gerçek şebeke gerilim değişimini ölçmek için Sistem Ortalama RMS Varyasyon Frekansı Endeksi'ni geliştirdi.

EPRI, ITI (CBEMA) eğrisinin dışındaki ortalamanın yılda yalnızca yaklaşık 25 faydalı olay olduğunu ortaya koymaktadır. Bu olayların çoğunun çok kısa sürede (10 saniyeden az sürede) olmasına rağmen, gerilim olayı başına bir saatlik bir süre varsayımı UPS'in yılda yaklaşık 25 saatlik çift çevrim modunda çalışmasına ihtiyaç duyar; Yüksek verimli çalışma modu kullanılabilirliği% 99'u aşacaktır.
Eko mod UPS, son Yeşil Grid Veri Merkezi Olgunluk Modeli'nde enerji verimliliği önerisi olarak yer alıyor ve The Green Grid, yaklaşmakta olan Mart ayındaki Green Grid teknoloji forumunda "Eco Modunun Değerlendirilmesi" başlıklı bir sunum sunacak. Ayrıca, ABD EPA, yaklaşmakta olan UPS'ler için Energy Star şartnamesine eko modunu ekledi ve hatta eko modu kullanarak UPS sistemlerinde enerji tasarrufu için yenilikçi bir strateji olduğunu belirtti.
Yüksek verimli UPS çalışma modunun maliyet tasarrufu, 10 yıllık bir ömrü boyunca değerlendirildiğinde önemlidir. 5 MW IT yüklü bir veri merkezi için KGK'yı geleneksel çift dönüştürme modunda çalıştırmak, 10 yıl boyunca 4,5 milyon doları aşan güç maliyetini 0,10 $ / kWh varsayar hale getirecektir. UPS'in yüksek verimlilik modunda çalışan aynı veri merkezi, yalnızca 1.2 milyon dolarlık bir enerji maliyetine sahip olacak ve 10 yılda 3.2 milyon dolarlık bir tasarruf sağlıyor.

Çağın getirdiği Gereksinimler, ‘Veri Merkezi’ ni sıkça duyuran bir konuma getirmiştir.Veri Merkezi tesislerinde enerji tasarrufunun üstlendiği önemli rolü kavrayabilmek için konseptin net bir şekilde anlaşılması gerekir.

Veri Merkezi, sıcaklık ve nemin kontrol edildiği, elektrik kaynağının stabilize edildiği ve kesintisiz olduğu özel şekilde iklimlendirilmiş bir alandır.

Burada diğer unsurların yanı sıra yapısal kablolama, denetimli erişim, güvenlik kamera sistemleri ve yangın algılama ve söndürme sistemleri de bulunmaktadır.

Yani bu merkez, bir şirketin IT sistemlerinin ve donanımının tümünü kapsamaktadır.
İnternete bağlı kullanıcı sayısındaki büyüme ve veri artışı, şirketleri giderek büyüyen ve m2 başına daha fazla enerji yoğunluğu bulunan veri merkezlerine yatırım yapmaya yöneltmiştir.

Enerji maliyetlerindeki tasarruflar bir Veri Merkezinin kârlılığına büyük ölçüde katkı sağlayacağı için enerji verimli bir soğutma sistemine sahip olmak çok önemlidir.
Nem, bir Veri Merkezinda bulunan donanıma tehdit unsurlardan en az gözle görülenidir.
Bazı IT yöneticileri bile bu unsuru izlemeyi ihmal eder. Çevresel nem, havadaki mevcut su buharı miktarıdır.
Nem iki şekilde ifade edilebilir: Mutlak veya bağıl nem. Bağıl nem, havada bulunan gerçek su buharı miktarı ve aynı sıcaklıkta doyması için bulunması gereken miktar arasındaki yüzde oranı ilişkidir.
Örneğin, %60 oranındaki bağıl nem, bu sıcaklıkta havanın doyabileceği maksimum su buharının %60’ını taşıdığı anlamına gelmektedir.
Diğer önemli bir terim ise havadaki suyun gaz halden sıvı hale geçiş sıcaklığı, RH = %100 iken, olarak belirtilen yoğuşma noktası veya çiğ noktasıdır. Böylece, hava doymuş kabul edilir.

Bir Veri Merkezinde bağıl nem ile ilgili olarak iki olası tehlike bulunur:
1. Elektrostatik deşarj: Elektrostatik deşarj olasılığı, nem çok düşük olduğunda gerçekleşir. Ayrıca, bu olasılık sıcaklık düşük olduğunda da artar. Elektrostatik deşarj insanlar tarafından oldukça zor fark edilebilir ve genelde yaralanmalara yol açmaz. Ancak, 10 Volt değerindeki bir deşarj donanıma hasar verebilir.
2. Korozyon: Bu durum metalik bir donanım, donanım ıslandığında veya havadaki su yoğuşmasının sonucu olarak küçük damlalar oluştuğunda veya suya maruz kaldığında oluşur.
Örneğin: Yüksek nem bulunan bir ortamda, sunucuların içerisindeki elemanlar hasar görebilir ve veri kaybı yaşanabilir. Buradaki ana nokta, yoğuşma ve elektrostatik deşarjın engellendiği bir ortamda, nemin optimum bir aralıkta tutulacak şekilde dengelenmesidir. Bunun için, en uygun bağıl nem aralığı %40 ile %55 arasıdır.
(Bu değer aynı zamanda TIA/EIA 942 standardıyla önerilir)

Açık Sıcak / Soğuk Koridor düzenlemesi, veri merkezi tasarımları için "standart" olarak düşünülür.

Raflar önden öne hizalanır ve soğuk hava, yükseltilmiş zemini soğuk hava taşıma alanı (plenum) olarak kullanarak iletilir. ANSI / TIA / EIA-942-A (veri merkezi) standardında, her dolabın önünde delikli bir döşemenin yerleştirilmesini sağlayacak 1,2 metrelik soğuk bir koridor genişliği önerilir; bu, soğuk havayı Dolabın önüne teslim ederek soğutma sağlanır.

Toplu sunucu bilgisayarlarından oluşan veri merkezlerinin en önemli ihtiyacı ise soğutma sistemleri. Başarılı bir soğutma sistemine sahip veri merkezi, verimsiz merkezlere göre daha az ısı üreteceğinden daha az güç tüketir ve daha yüksek performans sunar. Biz de bu yazımızda Veri Merkezleri için hayati öneme sahip soğutma istemlerine yakından bakıyoruz.

Hızla dijitalize olan dünyada en büyük ihtiyaçlardan birisi de veri merkezleri olmaya başladı. Artık kaç Hexabyte kapasitesinde olduğu bilinemeyen büyüklüklerde veri merkezleri, dünyadaki kullanıcılara hizmet ediyor. Örnek vermek gerekirse YouTube’da izlediğimiz videoları tutan ve bizim izlememizi sağlayan veri merkezlerinin kaç adet olduğu ve toplam kapasitelerinin ne olduğu ise tam olarak  bilinmiyor.
Dünyada gelişen teknolojiyle beraber hayatımıza giren bulut bilişim ve tüm teknolojik cihazlarda kullandığımız verilerin işlenip tutulduğu büyük veri merkezleriyle beraber telekomünikasyon şirketlerinin ihtiyaçları, veri merkezlerine olan ihtiyaçları da her geçen gün artırıyor. Olan veri merkezlerinin sürekli güncellenmesi ve yeni veri merkezlerinin inşası artık sürekli gündemde olan konular.

BT sektörü, dünya karbon emisyonlarının yüzde 2 seviyesinin fazlasından sorumludur ve veri merkezleri bu ayak izinin en hızlı büyüyen bölümüdür. Bu gelişme de veri merkezlerinin dünyadaki durumu konusunda bizlere bilgi veriyor.

Veri Merkezi Nedir?
Sunucu bilgisayarları, telekomünikasyon ve veri depolama sistemleri gibi ihtiyaç duyulan sistemlerin, karma bir şekilde bütün olarak çalıştırıldığı tesislere veri merkezi adı veriliyor.
Sunucu odası veya sistem odası olarak da adlandırılan bu tesisler işletmelere ait sunucu ve veri ambarlarının bulunduğu alanlardır.
Veri Merkezleri, En Güvenli Tesislerin Başında Gelir

Eskiden yani dijitale geçişin gerçekleşmediği dönemlerde, kamusal ve özel tüm şirketlerde bilgiler özel dosyalarda saklanıyordu. Bu dosyalar, büyük arşivlerde saklanıyordu. Bazen bu arşivlerde çıkabilecek bir yangın ya da sabotaj, bir firmanın ya da kamu kuruluşunun tüm bilgi sistemini çokertmeye yetiyordu. Çünkü normal verileri yedek almak, dijital verileri yedek almaktan çok daha zor ve güvenlik açığı oluşturabilecek bir durumdu. Dijitale geçişle beraber bilgilerimiz daha güvenli veri merkezlerinde saklanmaya başladı. Veri merkezleri o kadar güvenli oldular ki, dünyadaki en güvenilen tesislerin arasında veri merkezleri de bulunur.
Veri merkezlerinde işlenen ve saklanan verinin önem derecesine göre elektrik, mekanik, güvenlik sistemleri değişmektedir. Genel olarak düşünüldüğünde veri merkezleri; yedek güç kaynakları, yedek veri iletişim bağlantıları, merkez içerisinde bulunan sistemlerin soğutulması için kullanılan iklimlendirme sistemleri, yangın söndürme sistemleri ve dış ortamdan gelebilecek tehlikelere karşı verinin güvenlik derecesine göre güvenlik sistemlerini bulundururlar. Dış dünyadan soyutlanmış ve sadece yetkili kişilerin girişine izin verilen veri merkezlerinin inşa edilecek yerlerin seçimi bile çok önemli.

Doğru İlklimlendirme İçin, Doğru Bölge Analizi
Veri merkezi için yer seçimi yapılırken elektrik şebekesine olan yakınlığı, telekomünikasyon altyapısı, ağ hizmetleri, ulaşım yolları ve acil durum hizmetleri veri merkezi tasarımında dikkate alınan masraf, risk, güvenlik ve diğer faktörleri etkiler. Yer seçiminde bölgenin iklimi de dikkate alınmalıdır, iklim nasıl bir soğutma stratejisi izleneceğini belirler.

Bir veri merkezi kurmak için illaki bütün bir tesise ihtiyacınız yok. Veri merkezi bir binanın sadece bir odasında da yer alabilir. Bunlara ek olarak bir binanın 2 – 3 katını kaplayacak şekilde de tasarlanabilir.
Oluşturulacak veri merkezinin nereye kurulacağı oldukça önemli bir husus. Özellikle bir binanın en fazla ısınan bölümüne veri merkezi konumlandırırsanız, soğutma çözümlerine ve enerji giderlerinin daha yüksek olacağını söylememiz gerekiyor. Bu yüzden ilk başta veri merkezinden beklenenler, bu beklentileri karşılayacak seviyede donanım ve sunucu temini, bu sistemin başarılı bir şekilde çalışabileceği soğutma ve elektrik yatırımının tasarlanması gerekiyor. Veri merkezinin seçileceği alanda bu öngörülere göre seçilmeli.
Veri merkezlerinde hava kanalları oluşması ve müdahaleyi kolaylaştırması adına,  genellikle tek sıralar halinde, aralarında koridorlar teşkil eden, sunucuların monte edildiği 19 inçlik raf kabinler formunda yerleşim yapılıyor. .

Soğutma Çözümleri Neden Önemli?
Bilgisayarlarımızda kullandığımız işlemci, ekran kartı, anakart üzerindeki çipsetler ve yüksek performanslı disklerin etraflarında ya da üstlerinde hep soğutucu bloklar ve fanlar görürüz. Hatta bu soğutucu bloklarla işlemci gibi üniteler arasında daha başarılı ısı transferi olması için termal macunlar ve pedler bile yerleştirilir. Standart bir ev bilgisayarında bile hayati derecede önemli olan soğutma,  veri merkezlerinde çalışan büyük sunucu sistemleri için ne kadar önemli gerisini siz düşünün.

Bileşenler Neden Isınır? Isınan Bileşenler Ne Tür Sorunlar Çıkartır?
Bilgisayar parçaları arasında en çok ısı yayanları sıralamak gerekirse  ekran kartları, işlemciler, anakart üzerindeki çipsetler ve anakartların VRM üniteleriyle beraber güç kaynaklarını görüyoruz. Özellikle milyarlarca transistörlerin, toz zerreciğinin 100’de 1’i kadar küçültülüp yerleştirildiği işlemci ve ekran kartlarının grafik işlemcileri, ciddi bir ısı üretiyorlar.  2 GHz hızında çalışan, 8 çekirdekli bir işlemcinin, çekirdek başına saniyede 2000 adet çevirim yaptığını düşündüğünüzde elektrik akımının gerçekten ısıya neden dönüştüğünü daha iyi anlıyorsunuz. Sunucularda çalışan yüksek işlem gücüne sahip merkezi ve grafik işlemcilerin, stabil bir performans sunması için başarılı bir şekilde soğutulmaları gerekir. Isınan bir işlemci, hasar görmemek için hızını otomatik olarak düşürür ve bu da performans düşüşlerine sebep olur. Eğer bu performans düşüşü işlemcinin ısını düşürmeye yetmiyorsa anakarttaki kontrolcüler bilgisayarı kapatarak çözüm bulurlar.
Veri merkezindeki sunucular 7 / 24 açık kalmaları için tasarlanmış yapıdalar. Bu tür bilgisayarların kapanması ve performanslarının anlık olarak düşmesi istenen bir durum değildir. Bu yüzden sunucu bilgisayarlarının hem iç kısmındaki soğutma çözümleri, hem de veri merkezinin tamamını soğutan çözümlere ihtiyaç duyuluyor.

Soğutma Sistemleri, Veri Merkezlerinin En Büyük Enerji Harcayan Ünitelerinden!
Soğutma sistemleri enerji sarfiyatının büyük bölümünü üstleniyor. Bu yüzden minimum maliyetle maksimum fayda alınmalıdır. Soğutma üniteleri kurulurken şu oran temel alınmalıdır. Söz konusu cihaz enerji sarfiyatı kadar soğutma kapasitesine ihtiyaç duyar. Cihaz 50 KW güç tüketiyor ise 50 KW soğutma kapasitesi isteyecektir.

Günümüzde veri merkezlerinde  en çok kullanılan çözüm, alan soğutmalı çözümlerdir. ANSI/TIA/EIA-942 standardı, soğutmada en öncelikli yapılması gereken çalışmayı, kabinlerin yerleşimlerinin düzenlenmesi olarak ortaya koymaktadır.
Bu çözümde dikkat edilmesi gereken sıcak ve soğuk hava koridorları oluşturmaktır. Kabin ve Klima yerleşimlerinde cihazların soğuk havayı çektiği ve sıcak havayı boşalttığı alanlar bir koridor gibi oluşturulmalıdır. Sıcak hava öz kütleden dolayı yükseleceği için klimaların bu havayı çekebilecek konumda  olmalıdır. Soğuk hava ise yükseltilmiş zeminin altından kabin özlerindeki menfezlerden cihazlara ulaşmalıdır. Günümüzde en yaygın soğutma yöntemi soğuk hava klimalarıyla yapılmaktadır.
Günümüzde sık sık gördüğümüz Green yani çevreci anlamına gelen yeşil veri merkezlerinde kullanılmaya başlayan Su ile Soğutma çözümleri de kullanılmaya başlandı. Klimaların sürekli arıza yapması nedeniyle, bakım maaliyetlerini yükseltmesinden dolayı alan soğutmalı çözümlerde de yenilikler aranmaya başlandı.

Yeni Bileşenler, Daha Yüksek Isılarda Çalışabiliyor
Enerjinin her geçen gün daha değerli olduğu günümüzde, veri merkezlerindeki en fazla güç harcayan ünitelerden biri olan soğutma çözümlerinde de bazı esneklikler yapılmaya başlandı.
Veri merkezlerindeki ortam sıcaklığının 1 derece artırılması, enerji tüketimini yüzde 5 seviyesinde düşürüyor. Bu da enerji sarfiyatını azaltmak isteyen firmalar için cazip bir seçenek olarak dikkat çekiyor. Veri merkezleri günümüzde 30 derecelere kadar çalıştırılabiliyor. Fakat bu da bazı riskleri de beraberinde getiriyor.
Yüksek sıcaklıkla çalıştırmak sunucu/network cihazlarının soğutma yı sağlamak istemesi nedeniyle fanlarını daha fazla çalıştırması demek. Burdaenerji tüketiminde artış gözüküyor. Yani daha az soğutma ile enerjiyi az tüketecek hem de fanların fazla çalışması ile tüketeceği enerji göz önüne alarak ara bir sıcaklık bulunmalı.
Yüksek sıcaklıklara çıktıkça parçaların bozulma olasılığı artıyor. Bu değer genelde 28 üzerinde görülüyor.

Yüksek sıcaklıklarda çalıştırıldığında, soğutma cihazlarında yaşanacak bir kesintinde sistem yöneticilerinin müdahale süresi bulunmuyor. Bu da arızalara/data kaybına bile yol açabiliyor.
Belki arızalanmalarının etkisi çok olmayacak sunucuları tek bir kompartmentte toplayıp bunları yüksek sıcaklıkta çalıştırmak mümkün olabilir. Burdan elde edilecek enerji kazançları ile sunucu arıza maliyeti çok kolay telafi edilebilir.

Veri Merkezlerinde Kullanılan Başlıca Soğutma Çözümleri
Veri Merkezi Sıcaklık/Nem Gereksinimleri :  ASHRAE’nin 2008 de çıkardığı tavsiyelere  göre önerilen  sıcaklık aralıgı 18 ile 28 derece arasıdır.  Nem aralığı ise %30 ile %55 arasıdır. Sıcaklık düştükçe soğutma ve enerj maaliyetlerinin artığını, sıcaklık arttığında ise arıza ihtimalinin artması ve stabilite sorunlarının başladığı görülüyor. Optimum dengeyi tutturmak şart.

Veri merkezlerinde genel olarak görülen başlıca soğutma çeşitlerini sıralamak gerekirse;

Sıcak Koridor / Soğuk Koridor
Geleneksel Veri Merkezi soğutma sistemidir. Bu sistemde sunucu raflarının  ön tarafları birbirine, arka tarafları da birbirine bakacak şekilde sıra sıra dizilir.
Bu şekilde mümkün oldugunca soğuk ve sıcak hava birbirine karışmaz ve soğuk hava  kabinetlerin önünden üflenir. Bu soğutma sisteminin gelişmiş versiyonlarında soğuk hava ile sıcak havanın karışmasını engellemek için araya cam, plastik v.b. maddelerden yapılmış bariyer konulur.
Yakın  Çiftli Soğutma (Close-Coupled Cooling)
Klasik Sıcak Koridor / Soğuk Koridor modelinde sogutucu hava raf tanışana kadar enerji kaybeder. Bu modelde soğutulmuş su ya da soğutucu maddenin, sunucuların oldugu raflara  kadar tanınarak, soğutucu kaynagının mümkün oldugunca yakınlastırılmasıyla sağlanır. Raflarda  ya da hemen yanına monte edilir. Veri merkezinin havasına karışmadan rafın  içerisine direkt olarak hava üflenir.

Serbest Soğutma
Dış hava sıcaklığının kullanılabilir kadar soğuk oldugu lokasyonlarda dış sıcaklığın veri merkezinin içerisinde kullanıldığı yöntem.
Facebook ve Google gibi dünya devlerinin veri merkezlerini Antartika gibi oldukça soğuk lokasyonlarda yapmalarının sebebi, soğutma maaliyetlerini neredeyse sıfıra yakın tutmaları yüzünden.  Böylece dışarıdaki buz gibi havadan yararlanılıp, veri merkezine gerekli soğuk hava sağlanlıyor.
Bu sistemde dışarıdaki hava doğrudan kullanılabildiği gibi, dışarıdaki hava bazı işlemlerden geçirilerek de kullanılabilir.

Dünyada Verİ Merkezleri ve İklimlendirme
Yazımızda da değindiğimiz gibi veri merkezlerinin en büyük giderleri arasında soğutma çözümleri başı çekiyor. Durum böyle olunca dünyanın en büyük veri merkezleri de, dünyanın soğuk bölgelerine inşa ediliyor. Böylece soğutma maaliyetleri daha da aşağı çekilmiş oluyor.
Maaliyetleri artırmamak için,  yatırımın yapılacağı bölgenin iklim şartları çok önemli bir hale gelmektedir. Dünyadaki büyük veri merkezlerinin birkaçını inceleyip, veri merkezlerinin yapıları ve 5 bölgenin iklimi hakkında bilgi edinerek, yapılacak yatırımda düşünülen bölgeyle karşılaştırmak daha doğru olacaktır.
Facebook’un Prineville’deki 30 km2 ‘den daha geniş bir alana yayılan veri merkezi, 800 milyon kullanıcısına kesintisiz hizmet vermektedir. Bu dev merkezde sadece 55 kişi çalışmakta ve bunların yarısı da güvenlik görevlisi olarak hizmet vermektedir. Veri merkezi binaları için başka önemli bir konu olan iklim konusuna gelince

Prineville’nin iklim şartları
Yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi Prineville’in ortalama sıcaklık değerleri, soğutma maliyetlerini artırıcı nitelikte değildir. Yılın 6 ayı 10 °C’ nin altında bir ortalama sıcaklık ve geri kalan 6 ayda ise 20 °C’ yi geçmeyen ortalama sıcaklık değerleri, kurulan veri merkezi için soğutma maliyetleri ciddi anlamda düşmektedir.
Dünyadaki veri merkezlerine baktığımızda, kuruldukları yerler, genelde iklim, teknoloji merkezi olma ve güvenlik faktörlerinden etkilenmektedir. Dünyadaki veri merkezlerinin dağılımına baktığımızda Avrupa ve Kuzey Amerika kıtalarında yoğunlaşma  oluşmaktadır. Bu bölgelerin iklimlerinin diğer bölgelere göre daha ılıman ve teknolojik anlamda daha gelişmiş oldukları göz önüne alınırsa, veri merkezlerinin de bu bölgelerde yoğunlaştığı sonucu çıkarılabilir.

Türkiye’de  Verİ Merkezleri ve İklimlendirme
Veri merkezi sektörünün en önemli konusu olan iklim şartlarında ise Türkiye’nin çok şanslı bir konumda bulunmadığı gözlemlenmektedir. Ülkenin iç, batı, doğu ve güney bölgelerinin ortalama sıcaklık değerleri soğutma maliyetlerini ciddi anlamda artırıcı düzeyde bulunmaktadır. Ülkenin sadece kuzey bölgeleri dünyadaki önemli veri merkezlerinin bulunduğu bölgelerin ortalama sıcaklık değerlerine yakın görülmektedir.
İllerin ortalama sıcaklık değerleri Prineville ve Chicago’nun ortalama sıcaklık değerleriyle karşılaştırıldığında, ülkenin kuzey bölgesinde bulunan Erzurum, Trabzon, İstanbul gibi illerin veri merkezi kuruluşu için gerekli iklimsel şartları sağladığı görülüyor. Ancak ülkenin iç kısımları ve özellikle güney bölgeleri veri merkezleri için iklimsel şartlar açısından uygun görünmüyor.

Bu handikapları aşmak için ciddi bir şekilde soğutma çözümlerine yatırım gerekiyor. Ülkemizdeki gelişen Veri Merkezi pazarı için, ilklimlendirme pazarı hayati önem taşıyor. Bu yüzden Veri Merkezlerinin büyümesi, biraz da İlklimlendirme çözümleriyle de doğru orantılı olacak diyebiliriz

Günümüz teknolojisinin geliştiği dünyamızda bilgi her geçen katlanarak artmaktadır. bu artıştan dolayı bu bilgileri depolayacağımız alanlar ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ihtiyaç alanları günümüzde data center (Veri merkezleri) olarak geçmektedir.
Veri merkezleri sunucu bilgisayarların bir arada toplanması ile oluşmaktadır ve bu ortamın en önemli ihtiyacı soğutma sistemleridir. Bu konumuzda mevcut bir data centerın soğutma sistemi ve soğutma çözümleri nasıl olmalı onlara değineceğiz.

Veri Merkezi Nedir ?
Server bilgisayarların, yedekleme ünitelerinin ve telekomünikasyon sistemleri gibi ihtiyaç duyulan sistemlerin karma bir şekilde çalıştırıldığı tesislere veri merkezi adı verilmektedir. Orta veya büyük ölçekli firmaların kendi bünyelerinde oluşturmuş oldukları Sistem odaları da aslında birer küçük bir Veri Merkezleridir.

En güvenli Tesislerin Başında Veri Merkezleri Bulunmaktadır
Son yüzyıl içerisinin son çeyreğinden önce işletmeler ve kamu kuruluşları yapmış oldukları işler ile ilgili bilgileri dosya ve dokümanlarda saklamaktaydılar. Bu Dosyalar işlem gördükten sonra Arşivlere kaldırılmaktaydı. Arşivde oluşa bilecek herhangi bir sabotaj yada doğal afet sonucu o işletmenin veya kurumun geriye dönük bilgilerinin kaybolması ile sonuçlanıyordu. Normal somut dosya ve bilgileri yedek almak dijital ortamda yedek almaktan çok zor ve güç bir durumdur. Bu durumdan sonra dijital ortamların hayatımıza girmesiyle bütün işlemlerimiz artık sanal ortamlarda gerçekleşmeye başladı. bu sanal ortamda biriken Dataların saklana bileceği veya depolana bileceği bir yer ihtiyaç duyulmaya başlandı ve veri merkezleri ortaya çıktı. Veri merkezlerinde saklanılan verilerin önemliliği arttıkça veri merkezlerinin de güvenliği artırılmaya başlandı. Zamanla bu tesisler en güvenli yer halini almaya başardılar.

Veri merkezlerinde bulunan bilgilerin önemine göre veri merkezinde bulunan elektrik, mekanik, güvenlik sistemleri değişiklik göstermektedir. Genel olarak baktığımızda veri merkezleri yapısında Yedek güç kaynakları, yedekli iletişim kanalları, iç mekanın soğutulması için kullanılan iklimlendirme sistemi, yangın durumda müdahalede bulunacak yangın sistemleri, dış tehditler tarafından gelebilecek saldırılara karşı güvenlik sistemleri bulunmaktadır. Bu tesislerin yeri gizli tutulmaya çalışılsa bile bir çoğunun yeri bilinmektedir. Bu tesisler şehir merkezlerinden uzak soyutlandırılmış ve belirli yetkilere sahip kişilerin girişin ve müdahalesine izin verilen veri merkezinin yer inşaatı bile çok önemlidir. Seçilen bölgenin deprem koşuluna, doğal olayların gerçekleşme ihtimaline karşı hesaplar yapılarak yeri belirlenmelidir.
Şimdi yukarıda bahsettiğimiz bir çok sistem hakkında detaylı bilgi vermeye çalışalım

Doğru Bölge Analizi ve Doğru İklimlendirme
Bir veri merkezinin inşaatına başlanmadan önce dikkat edilmesi gereken en önemli hususlar birisidir ve Doğru bölgelendirme ile Doğru İklimlendirme analizidir. Veri merkezinin kurulacağı bölge için yer seçimi yaparken elektrik şebeke hattına olan yakınlığı, ağ, telekomünikasyon altyapısı, ulaşım ve acil durumlarda hızlı ver seri bir şekilde müdahalelerin bulunacağı alan olmasına dikkat edilmelidir. Yer seçimi yapılırken bölgenin iklim yapısı da ele alınmalıdır.

İklimin ne önemi var diye soracak olursanız, İklim ile veri merkezinin nasıl bir soğutma yapılması gerektiğine dair kolay strateji vermenizi sağlar. Veri merkezini kurmuş olduğunuz bölge sürekli yağış alan bir bölge ise hava sıcaklığı genel olarak 10-20 santigrat arası değişiyor ise, veri merkezini nemden korumak için sadece iç havayı kuru tutacak iklimlendirme çalışması yapmanız gerekmektedir. Ne kadar soğuk ortamda çalışırsa sunucular o kadar daha iyi çalışır şeklinde bir mantık yoktur.günümüzde üretilen bir çok Server bilgisayar genellikle 5 santigrat’ın altına düştüğü zaman fiziksel olarak hata vermektedir. bu sebepten ötürü Sürekli veri merkezinin bulunduğu ortamı 10 - 20 santigrat arası tutulmalıdır. Sunucuların 5 santigrat altında çalışmamasında ki en büyük etken Sunucu üzerinde yer alan entegreler, kondansatör gibi devreler belirli bir süre soğukta kalıp tekrar ısı gördüğü zaman rahatlıkla bozulabilmektedir.

Veri merkezleri için ayrı bir yer yapılmasına da gerek yoktur, işletmenizin yada kurumuzun bir odasını yada bir katını da veri merkezi yapabilirsiniz. Bu tür durumlarda veri merkezi yapılır şeklinde düşünüpte hatalar yapmayınız. Şirketinizin yada Kurumun içerisinde oluşturacağınız Veri merkezinin nereye kurulacağı önemli bir husustur. İşletmenizin en sıcak bölümüne Veri merkezini kurarsanız bu sefer veri merkezini soğutmak için daha fazla klima kullanımı olacak ve buda elektriğin daha da çok harcanacağı söz konusu olmaktadır. Yada nemli bir yere kurduğunuzda yeterli iklimlendirmeyi yapmadığınız zaman sunucular üzerinde oluşan nemlenme sonu sunucular rahatlıkla bozula bilir. Yada Serin ferah ve çok sıcak olamayan yer olan zemin veya bodrum kata kurduğunuz zaman, su basması durumunu düşünmeniz ve bu tür durumda ne gibi önlemler almanız gerektiğini iyi analiz edilmesi gerekmektedir. Hadi Su basması durumunu da engellediğinizi varsayalım bu sefer İşletmeniz içerisinde bir üç kısımda olacağı için Kablo masrafı veya yetişmeyen yerlere ek Switch ve fiber atlama yaparak ikinci bir masraf çıkmasına sebep açacaktır.

Bu sebeplerden dolayı veri merkezinden beklenen verimi almak için, çalışmalarını karşılayacak seviyede donanıma sahip sunucunun temini, sunucuların sağlıklı çalışabilmeleri için soğutma ve elektrik sistemin iyi analiz edilip tasarlanması gerekmektedir. Veri merkezinin seçileceği alan bu şartlara göre belirlenip öyle seçilmelidir.

Veri Merkezi İçin Soğutma Neden Önemli
Evinizde yada iş yerinizde kullanmış olduğunuz kişisel bilgisayarları düşünün, onlar üzerinde işlem yaptığınız zaman fanlardan nasıl ses geldiği duyarsınız. Hatta bilgisayarının içini açıp baktığınızda işlemcinin üzerinde ekran kartının üzerinde fanların, daha iyi soğutma amaçla termal macunların kullanıldığını görmeniz mümkündür. bütün bunların olmasına rağmen bilgisayarınız kendini soğutmak için büyük bir çaba sarf etmektedir. Bütün bunları düşündükten sonra, üzerinde onca işlemlerin yapıldığı sunucu bilgisayarların soğutmasını hayal etmeye başlayın. Düşündükten sonra soğutmanın ne kadar önemli olduğunu az çok idrak etmiş olmalısınızdır. Şimdi bu ısınmaların neden olduğunu ve ısınamın sonucunda ne tür sorunlar çıktığına bir bakalım ilk önce;

Standart bir bilgisayar üzerinde ısınan parçalar ekran kartı, işlemci, anakart üzerinde yer alan cipsetler. bunlar bilgisayar üzerinde ciddi bir ısı üretmektedir. Çok ısınması ile birlikte bilgisayar kendini kapatmaktadır. Örnek olarak 2 GHz hızında olan 8 çekirdekli bir işlemcinin, saniyede 2000 adet çevirim yaptığında elektrik akımı ortaya bir ısı oluşmasına sebep olmaktadır. Şimdi bu tür işlemleri sunucular üzerinde düşünecek olursak, sunucular yapıları gereği 7/24 açık bir şekilde yapılmış bilgisayarlardır. Sunucular üzerinde çalışan yüksek işlem gücüne sahip işlemler, işlemci ve grafik işlemcilerinin stabil bir performansta çalışmaları için sağlıklı bir şekilde soğutulmaları gerekmektedir. Sunucular üzerinde çalışan İşlemciler ve grafik kartları devirli olarak çalışmaktadırlar. Bu devir ortamın bulunduğu sıcaklığa göre değişmektedir. Örnek olarak Bir işlemci 18 Santigrat derece iken 1000 devirle çalışıyorsa 10 santigrat derece iken 2000 devirde çalışmaktadır. yine aynı şekilde grafik kartıda işlem görmektedir. Sağlıklı bir şekilde soğutulmadığı zaman sunucunuzdan verim almanız zor olacaktır.
Bu soğutma ile ilgili hem sunucuların bulunduğu kabinetler hemde Veri merkezinin içerisi soğutularak sunuculardan daha da fazla verim almaktadırlar.

En büyük Enerji Harcayan Ünite, Soğutma Sistemidir.

Yukarıda bahsettiğimiz üzere Veri Merkezlerinde soğutma sisteminin önemli olması gerektiğin öğrenmiş olduk. Şimdi işletme veya kurum veri merkezini soğutmak istediği zaman bu sefer karşılarına ciddi rakamlarda maliyetlerin çıkmasına sebep olmaktadır.

Veri merkezleri için kurulan soğutma sistemleri enerji sarfiyatının büyük bir bölümüne sahiptir. İşletmenin veya kurumun en iyi şekilde hem maddi hemde soğutma açısından iyi bir analiz edilmeli ve daha sonra soğutma sistemi kurulmalıdır. Bu yüzden minimum maliyetle maksimum performans alınmalıdır. Soğutma sistemi kurulurken dikkat edilmesi gerekilen en önemli husus, Söz konusu cihaz enerji sarfiyatı kadar soğutma kapasitesine ihtiyaç duyar Cihaz örnek olarak 100 KW güç tüketiyor ise 100 KW soğutma kapasitesi isteyecektir. bu denklem ile soğutma sistemleri kurulmalıdır.

Veri merkezlerinde maliyeti düşük performansı yüksek soğutma çözümü için alan soğutmasını kullanmaktadır. ANSI/TIA/EIA-942 standardı, soğutmada en öncelikli yapılması gereken çalışmayı, kabinlerin yerleşimlerinin düzenlenmesi olarak ortaya koymaktadır. Veri merkezi içerisinde bir hava akımının oluşmasını sağlamaktadır.

Veri merkezi içerisinde iki türlü koridorların oluşturulmasını sağlamak gerekmektedir, bunlar sıcak ve soğuktur. Kabin ve Klima yerleşimi cihazların hava alıp verildiği yerlere göre belirlenmelidir. Bu durumda sunucunun fanlarının hangi yöne çalışıtğı çok önemlidir. Genel mantık olarak bütün sunucuların Fan yönü aynıdır. Tower, Rack yada blaed Server çeşitlerine göre bu fanların yönleri değişiklik göstermektedir. Günümüzde en yaygın soğutma yöntemi soğuk hava klimalarıyla yapılmaktadır.

Tabi bu maliyeti düşürmek için çözüm olsa bile ilerleyen zamanlarda klimalarda sürekli arıza vermeye başlamaktadır. klimaların bu tür arıza çıkartmalarından dolayı alan soğutmasına da çözümler ve yenilikler aranmaktadır.

İşletmeler veya kurumlar, veri merkezlerinde ki enerji maliyetini düşürmek için veri merkezinini 25 - 30 santigrat derece altında çalıştırıp daha az klima enerjisini kullanmak istemesidir. kendi hesabına göre kliamaların az çalışacağından daha az elektrik tüketimi olacaktır ve bu sayede maliyeti düşürmüş olacaktır. Ne yazık ki düşünüldüğü şekilde gerçekleşmiyor. Veri merkezinde ki sıcaklık arttığı için bu sefer sunucuların fanları daha da fazla ve devirli çalışmaya başlıyor buda sunucunun daha da fazla güc tüketmesine yol açmaktadır. Ayrıca ısınma sonucu sunucu üzerinde arıza olmasına davetiye hazırlamış olunuyor. buda bize atalarımızın bir sözünü hatırlatıyor “pirinç alayım derken evdeki bulgurdan olmak” Bir yandan kar ettiğimiz düşünürken diğer yandan zarara girmiş oluyoruz.

Veri Merkezinde Sıcaklığın ve Nem’in değerleri
Veri merkezi içerisinde ASHRAE ya göre sunucuların sağlıklı çalışabilmeleri için sıcaklığın 18 ile 28 santigrat arasında olması gerekmektedir. Nem oranının %30-55 arasında olmalıdır şeklinde 2008 yılında açıklama yaparak tavsiyede bulunmuştur. Sıcaklık düştükçe soğutma ve enerji maliyetlerinin artığını, sıcaklık arttığında ise arıza ihtimalinin artması ve stabilize sorunlarının başladığı görülüyor. Optimum dengeyi tutturmak şart.

Veri Merkezlerinde Soğutma Çeşitleri

Sıcak Koridor / Soğuk Koridor
Yukarıda da alan soğutmasında anlattığımızda bahsettiğimiz gibi genel olarak kullanılan soğutma sistemidir. bu sistemde Sunucuların rafları dizilirken Ön kısımlar birbirine Arka kısımları ise birbirine bakıyor şekilde olmalıdır. Bu şekilde dizayn edildiği zaman veri merkezinde hava akımı sağlanmış olacak ve sıcak ve soğuk koridorlar oluşmuş olacaktır. ek olarak sıcak ve soğuk havanın birbirine karışmaması için araya camdan veya plastikten kaplamalar yapıla bilinir.

Yakın Çiftli Soğutma
Veri merkezinde Klasik Sıcak Koridor / Soğuk Koridor modelinde soğutucu hava sunucuya ulaşana kadar enerji kaybeder. Bu modelde soğutulmuş su ya da soğutucu maddenin, sunucuların olduğu raflara kadar taşınarak, soğutucu kaynağının mümkün olduğunca yakınlaştırılmasıyla sağlanır. Raflarda ya da hemen yanına monte edilir. Veri merkezinin havasına karışmadan rafın içerisine direkt olarak hava üflenir.

Serbest Soğutma
Bu tür soğutma Anatartika gibi kutuplarda kurulmuş olan veri merkezlerinde kullanılmaktadır. Google ve Facebook’un veri merkezlerini buralara kurmasında en büyük etken soğutma maliyetini sıfırda düşürmek amacıyla kurmuşlardır. Bu soğutma sisteminde dışarıda ki hava olduğu gibi bir kaç müdahale ile direk içeriye aktarılır bu sayede dışarıda bulunan soğuk hava içeriye taşınmış olur ve soğutma sorununa çözüm getirilmiş olunur.

Dünya Üzerinde Veri Merkezleri
Dünyadaki veri merkezlerine baktığımızda, kuruldukları yerler, genelde iklim, teknoloji merkezi olma ve güvenlik faktörlerinden etkilenmektedir. Dünyadaki veri merkezlerinin dağılımına baktığımızda Avrupa ve Kuzey Amerika kıtalarında yoğunlaşma oluşmaktadır. Bu bölgelerin iklimlerinin diğer bölgelere göre daha ılıman ve teknolojik anlamda daha gelişmiş oldukları göz önüne alınırsa, veri merkezlerinin de bu bölgelerde yoğunlaştığı sonucu çıkarılabilir.

Soğutma maliyetini oldukça aşağıya çekmek için uğraşan firmalardan olan Facebook Prineville de 30 Km2 alana veri merkezini inşa etmiş durumda. Bu veri merkezinde 55 kişi çalışmakta ve bunların 30 tanesi güvenlik görevlisi sadece. Facebook’un bu bölgeyi seçmesinde en büyük sebep, bölgenin iklim şartları neticeisinde yılın 6 ayı 10 santigrat dereceyi geçmemesi ve diğer aylarında ise 20 Santigrat dereceyi geçmemesinden kaynaklıdır. Bu sebepten ötürü Facebook soğutma için kullanacağız enerjiyi tasarruf ederek maliyeti düşürmektedir.

Ülkemizde Veri Merkezleri
Veri merkezleri soğutma sistemi için iklimin önemli olduğundan bahsetmiştik. Ülkemizde ize bir çok bölgemizde farklı yapılarda iklim görülmektedir. Ülkemizde bulunan marmara ve iç anadolu kesimi veri merkezi kurulumu için en müsait bölgelerdir.

Ülkemizde bulunan işletmelerin bir çoğu veri merkezinin ne kadar önemli olduğunu halen benimseyemedikleri için, maliyet yapmadan işletmeleri içerisinde bir çok şartı karşılamayacak şekilde veri merkezlerini kurmaktadırlar. Hatta veri merkezi bile değil kendi tarzlarında ki sistemlerini şekilden bahsedelim. Ne yazık ki ülkemiz bu konuda çok büyük sıkıntılar yaşamaktadır. içerisinde bulunduğumuz yüz yılı yarıladıktan sonra bu sorunu Ülke genelinde çözebileceğimizi düşünmekteyim. Artık bütün işlemler ditital ortamlarda yer almaktadır. Sunucular, Network ve telekomünikasyon cihazlari, yedekleme üniteleri, haberleşme kanalleri, güvenlik sistemleri derken herşeyimiz bir sunucu üzerinde yada bir depolama üzerinde bulunmaktadır. Veri merkezimize ne kadar emek verip ihtiyaçlarını karşılarsak, ileriye dönük o kadar kara geçmiş oluruz.

Bu yazımızda sizlere Veri Merkezleri için Soğutma Sistemlerinin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalıştım, anlattıklarımdan sonra sizde bulunmuş olduğunuz ortamda ki veri merkezlerinin soğutma sistemlerinin nasıl olması gerektiğine dair bir şeyler bırakmıştır.

Veri merkezi İklimlendirme sistemleri veri merkezinde sıcaklık ve nemi kontrol etmek için kullanılırlar. ASHRAE’nin veri işleme ortamlarında termal yönergeleri 16-24 santigrat arası bir sıcaklık ve çiğ noktası 15 santigrat derece olan %40-55 arası nem oranını tavsiye etmektedir.
Veri merkezlerinde elektrik enerjisinin havayı ısıtmasından dolayı sıcaklık yükselir, bu yüksek sıcaklık elektronik cihazlarda işlev bozukluklarına neden olmaktadır. Ortam sıcaklığı kontrol edilerek sunucu parçaları üreticinin belirlediği sıcaklık değerlerinde tutulur. İklimlendirme sistemleri dönen alan havasını çiy noktasının altında soğutarak nemi kontrol ederler. Çok fazla nem ve su dâhili parçalar üzerinde yoğunlaşma oluşmasına neden olur.

Bunu en iyi şekilde ancak Veri merkezi ortam şartlandırıcı cihazıyla elde edebilirsiniz. En uygun Veri merkezi ortam şartlandırıcı cihaz fiyatı ve piyasa bulunan Veri merkezi ortam şartlandırıcı cihaz markaları içerisinde en kaliteli ve en uygun fiyatta  EKCGRUP LTD.ŞTİ  neden temin edebilir, bunun yanında Veri merkezi ortam şartlandırıcı cihazların servis ,periyodik bakım ve yedek parça  hizmeti konusunda da destek alabilirsiniz.

Çağın getirdiği Gereksinimler, ‘Veri merkezi’ ni sıkça duyuran bir konuma getirmiştir.Veri merkezi tesislerinde enerji tasarrufunun üstlendiği önemli rolü kavrayabilmek için konseptin net bir şekilde anlaşılması gerekir.

Veri merkezi, sıcaklık ve nemin kontrol edildiği, elektrik kaynağının stabilize edildiği ve kesintisiz olduğu özel şekilde iklimlendirilmiş bir alandır.

Burada diğer unsurların yanı sıra yapısal kablolama, denetimli erişim, güvenlik kamera sistemleri ve yangın algılama ve söndürme sistemleri de bulunmaktadır.

Yani bu merkez, bir şirketin IT sistemlerinin ve donanımının tümünü kapsamaktadır.
İnternete bağlı kullanıcı sayısındaki büyüme ve veri artışı, şirketleri giderek büyüyen ve m2 başına daha fazla enerji yoğunluğu bulunan veri merkezlerine yatırım yapmaya yöneltmiştir.

Enerji maliyetlerindeki tasarruflar bir Veri merkezinin kârlılığına büyük ölçüde katkı sağlayacağı için enerji verimli bir soğutma sistemine sahip olmak çok önemlidir.
Nem, bir Veri merkezinda bulunan donanıma tehdit unsurlardan en az gözle görülenidir.
Bazı IT yöneticileri bile bu unsuru izlemeyi ihmal eder. Çevresel nem, havadaki mevcut su buharı miktarıdır.
Nem iki şekilde ifade edilebilir: Mutlak veya bağıl nem. Bağıl nem, havada bulunan gerçek su buharı miktarı ve aynı sıcaklıkta doyması için bulunması gereken miktar arasındaki yüzde oranı ilişkidir.
Örneğin, %60 oranındaki bağıl nem, bu sıcaklıkta havanın doyabileceği maksimum su buharının %60’ını taşıdığı anlamına gelmektedir.
Diğer önemli bir terim ise havadaki suyun gaz halden sıvı hale geçiş sıcaklığı, RH = %100 iken, olarak belirtilen yoğuşma noktası veya çiğ noktasıdır. Böylece, hava doymuş kabul edilir.

Bir Veri merkezinde bağıl nem ile ilgili olarak iki olası tehlike bulunur:
1. Elektrostatik deşarj: Elektrostatik deşarj olasılığı, nem çok düşük olduğunda gerçekleşir. Ayrıca, bu olasılık sıcaklık düşük olduğunda da artar. Elektrostatik deşarj insanlar tarafından oldukça zor fark edilebilir ve genelde yaralanmalara yol açmaz. Ancak, 10 Volt değerindeki bir deşarj donanıma hasar verebilir.
2. Korozyon: Bu durum metalik bir donanım, donanım ıslandığında veya havadaki su yoğuşmasının sonucu olarak küçük damlalar oluştuğunda veya suya maruz kaldığında oluşur.
Örneğin: Yüksek nem bulunan bir ortamda, sunucuların içerisindeki elemanlar hasar görebilir ve veri kaybı yaşanabilir. Buradaki ana nokta, yoğuşma ve elektrostatik deşarjın engellendiği bir ortamda, nemin optimum bir aralıkta tutulacak şekilde dengelenmesidir. Bunun için, en uygun bağıl nem aralığı %40 ile %55 arasıdır.
(Bu değer aynı zamanda TIA/EIA 942 standardıyla önerilir)

Biz Arayalım

Lütfen bilgileri giriniz

Üye Giriş